Atatürk Orman Çiftliği Tarım Bilimleri Akademi'miz hayırlı olsun...
köylülerimiz için hayal ettiği, sosyo-kültürel gelişim fikrine,
ve O’nun toprak, ağaç ve doğa sevgisine sahip çıkmak için;
“Atatürk Orman Çiftliği Tarım Bilimleri Akademisi” projemizi hazırladık.
Bu önemli projemiz ile,
Atatürk Orman Çiftliği’ni, şanına ve amacına yaraşır şekilde,
“Atatürk Orman Çiftliği Tarım Bilimleri Akademisi” haline getireceğiz.
Akademi’ye, mevcut Tarımsal Araştırma Enstitülerini ekleyip,
teknoparklar ile de bağlantısını sağlayarak,
bölge coğrafyasının en üst düzey, tarımsal araştırma, bilgi ve bilişim merkezini kuracağız.
Akademi’yle ilgili çalışmaları, 5 yıl içinde tamamlayarak,
gelecekteki, “gıda güvenliğimizi” güvence altına alacağız.
Yani Akademi’yi, bir millî güvenlik unsuru olarak göreceğiz.
Bunun yanında;
ülkemizde hâli hazırda, tarımsal alanda bulunmayan, büyük veri altyapısını,
Tarım Bilimleri Akademisi bünyesinde oluşturacağız.
Bu büyük veri sistemi, “ARTAGAN Projesinin”, tarımla ilgili ekosistemi olacak.
Böylece tarımsal büyük veriyi, sektörün ve ilgili paydaşların hizmetine sunacağız.
Akademi aynı zamanda,
tarım alanındaki, Ar-Ge çalışmalarına da yön verecek.
Ak Parti iktidarında, tarımda Ar-Ge çalışmaları için harcanan para;
2020 yılında, 845 milyon lira iken,
2021’de 761 milyon liraya düştü.
2020 verilerine göre, ülkemizde,
makine ve teçhizat sanayisinde yer alan, 174 Ar-Ge merkezinin içinde,
tarımla ilgili Ar-Ge merkezi yok.
Oysa, sadece tarım makineleri sektöründeki, Ar-Ge çalışmalarına hız verdiğimizde bile, dünya ticaretinden aldığımız payı, 10 milyar doların üstüne çıkarmamız mümkün.
2018 yılında, tarım Ar-Ge’sine harcanan miktar,
Amerika Birleşik Devletleri’nde, 3 milyar dolara,
Avrupa Birliği toplamında ise, 10 milyar avroya ulaştı.
Yani Türkiye’nin harcadığının, tam 150 katı…
İşte size, Ak Parti’nin tarım ve teknoloji vizyonu!
İşte o nedenle biz, iktidarın Türkiye’yi tarımda dışa bağımlı yapan,
bu çapsız Ar-Ge anlayışını da değiştireceğiz.
Akademi ile, ülkemizi,
sadece hammadde, ve düşük katma değerli ürün ihraç eden ülkeler liginden,
hızla çıkaracağız.
Tarım Bilimleri Akademisi’nde;
Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Biyoçeşitlilik Merkezi de yer alacak.
Ülkemiz, 14.000 civarında bir biyoçeşitliliğe sahip.
Bu, tüm Avrupa’dakinden daha fazla.
Üstelik, ülkemizde bulunan bitki biyoçeşitliliğinin, üçte biri de endemik.
Mesela;
“Svalbard Küresel Tohum Deposunda”, Türkiye’ye ait, 23 bin örnek bulunuyor.
Bu örnekler, milyarlarca dolarlık bir ticaret potansiyeline işaret ediyor.
Uluslararası tohum firmalarının,
Anadolu’muza ait tohumları, kendi adlarına tescil ettirdiklerini,
ve bunlar üzerinden, milyarlarca dolar para kazandığını biliyoruz.
Dünyadaki yıllık tohum ticaretinin, 50 milyar doların üzerinde olduğu günümüzde,
ülkemizin bu değerden, sadece 162 milyon dolar pay alması,
akılla izah edilebilecek bir durum değildir.
Oysa, gerek, bir şekliyle, yurtdışına götürülmüş veya kaçırılmış,
gerekse de, küresel tohum bankasında saklanmakta olan,
genetik kaynaklarımızın geri alınabilmesi mümkün.
Ülkemizin, yakın gelecekteki en büyük mücadele alanlarından birisi,
gen kaynaklarımızın korunması, ve geriye dönüşlerinin sağlanması olacak.
Uluslararası anlaşmalar, bu kaynakların, ait olduğu coğrafyanın ispatlanması durumunda, menşeine iadesini, zorunlu kılıyor.
İşte o nedenle,
Tarım Bilimleri Akademisi, bizim için;
tam da bu ihtiyacı karşılayan, uluslararası bir kurum olacak.
Atatürk Orman Çiftliği, hedeflediğimiz gibi bir akademi hâline geldiğinde;
50 milyar dolarlık, dünya tohum ticaretinden,
en az 10 milyar dolarlık bir pay alacağız.
Mevcut durumda, ülkemizde tarımda yapay zekâ kullanımı,
neredeyse yok denecek kadar az.
Tarım 4.0’a geçen işletme sayısı ise, hemen hemen hiç yok.
Bizim, hem mevcut tarım işletmelerimizi, tarım teknolojileriyle buluşturmamız,
hem de, tarım teknolojilerini kullanan, yeni işletmeler kurmamız gerekiyor.
İşte bu nedenle;
Ülkemizin, Tarım 4.0’a geçmesini kolaylaştırmak için,
Akademi içinde, bir de, “Bilişim Merkezi” kuracağız.
Bu merkez, ilk 5 yıl içinde kuracağımız,
Tarım 4.0 ile uyumlu, 25 bin orta ve büyük ölçekli yeni işletmenin,
ve “Gönüllü Toplu Tarım Projemiz” ile, ölçek büyüklüğüne ulaştıracağımız,
40 bin tarım işletmesinin, teknolojik teminatı olacak.
“25 bin yeni işletme”,
ve “40 bin Gönüllü Toplu Tarım İşletmesi” hedeflerimizi, hayata geçirdiğimizde,
tarımdaki yıllık brüt hasılamıza, yaklaşık 120 milyar lira,
ve yüzde 22 civarında, ek katkı sağlamış olacağız.
Ayrıca;
Atatürk’ümüzün hazineye bağışladığı tek çiftlik, Atatürk Orman Çiftliği değildir.
Bağışladığı tek arazi de, Atatürk Orman Çiftliği arazisi değildir.
Toplamda, tam 154 bin 729 dönüm, yani 154,7 kilometrekare arazi var.
Yalova Millet Çiftliği,
Yalova Baltacı Çiftliği,
Silifke Tekir Çiftliği,
Silifke Şövalye Çiftliği,
Tarsus Piloğlu Çiftliği,
Dörtyol Karabasamak Çiftliği,
ve Dörtyol Portakal Bahçesi’yle birlikte,
toplam 8 çiftlikten bahsediyoruz.
Her çiftliğin de, birbirinden değerli hikâyesi var.
Hele bir de, Dilucu Sınır Kapısı var ki, gerçek bir dış politika başarısı…
15 km uzunluğundaki bu arazi, bizi Azerbaycan’a bağlıyor.
Atatürk bu araziyi, İran Şahı’ndan, parasını cebinden vererek satın almış.
İşte biz bu çiftlikleri de, bu çiftliklere çökmeye çalışanları da, unutmayacağız.
Atatürk’ün o büyük vizyonuna uygun hâle gelmeleri için, ne gerekiyorsa yapacak,
ve her birini, ülkemizde tarımı şaha kaldıracak, bilim ve teknoloji merkezleri hâline getireceğiz.
Atatürk Orman Çiftliği Tarım Bilimleri Akademisi projemizi hayata geçirirken,
Aynı zamanda;
“Yaparak, yaşayarak ve deneyimleyerek öğrenme” yaklaşımı ile,
50 Tarım Meslek Lisesi açacağız.
Çiftçi çocuklarına, pozitif ayrımcılık yaparak,
bu okullarda okumaları için, ek kontenjan ve ek puan vereceğiz.
Bu liseleri, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlarken,
uygulama ve yönetim açısından sorumluluğu ise, Tarım ve Orman Bakanlığı’na vereceğiz.
Böylece, bu liselerden mezun olacak her gencimize, iş imkânı sağlarken,
tarım sektörünün şiddetle ihtiyaç duyduğu,
öğretici-uygulayıcı teknik eleman açığını da, gidermiş olacağız.
Atatürk Orman Çiftliği Tarım Bilimleri Akademisi Projemiz,
milletimize ve memleketimize hayırlı, uğurlu olsun.